CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, ithal etler üzerinden milyarlarca liralık vurgun yapan büyük et firmalarının hangi AKP’li siyasetçiler tarafından himaye edildiğini sordu. Öztürkmen, “Et sektörünü kontrol eden 4 büyük firmaya inceleme yapıldığı belirtiliyor ancak bu firmaların hangileri olduğu sır gibi saklanıyor. Üstelik sektördeki hiçbir büyük firma kendilerine denetim yapıldığı haberlerini kabul etmiyor” dedi. Vurgun çarkını ayrıntılarıyla anlatan Öztürkmen, “144 TL’ye ithal edilen canlı hayvanlar vatandaşın sofrasına 550 TL’den geliyor. Bu vurgun çarkı çökertilmeden vatandaş ucuz et yiyemez” dedi.
CHP’li Hasan Öztürkmen’in açıklamasının tamamı şöyle:
“Belli büyük firmalarının Et ve Süt Kurumu’nun ithal ettiği ucuz etler üzerinden yaptığı milyarlarca liralık büyük vurgunu aylardır anlatıyorum. Et baronlarına yönelik ısrarlı açıklamalarımızın ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi ekiplerinin harekete geçtiği açıklandı. Bilgilere göre ekipler 4 büyük et firmasının 7 ildeki çiftliklerinde incelemelerde bulunmuş ve söz konusu firmaların 3 milyar lirayı bulan kazancı kayıt dışı bıraktığı belirlenmiş. Olumlu bir adım ancak yetmez. Hatta eksik!
Et sektörünü kontrol eden 4 büyük firmaya inceleme yapıldığı belirtiliyor ancak bu firmaların hangileri olduğu sır gibi saklanıyor. Üstelik sektördeki hiçbir büyük firma kendilerine denetim yapıldığı haberlerini kabul etmiyor. Bu firmalar neden açıklanmıyor? Hangi yaptırımlara maruz bırakıldıkları neden açıklanmıyor?
Sektör içinden edindiğimiz bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı inceleme caydırıcı olmaktan çok uzak. Çünkü verilmesi öngörülen para cezaları, bu firmaların sağladığı kazancın yüzde 1’i bile değil! Öte yandan vatandaşa ucuz et temin etmek amacıyla ithal edilen hayvanların et baronlarının çiftliklerinde istiflenmesinin önüne geçecek bir önlem de geliştirilmiş değil. Bakanlığın denetimi, vurgunu ortaya çıkartmaktan ziyade, çiftliklerdeki hayvanların piyasaya sunulmasını sağlamak ve böylece et fiyatlarındaki artışı durdurmak.
İthal Et vurgunun nasıl yapıldığını özetleyelim:

Vatandaş ucuz et yiyecek propagandasıyla düğmesine basılan et ithalatı, et fiyatlarını düşürmediği gibi et baronlarının kasasını dolduruyor. ESK’nın kilosu 4 dolara (144 TL) ithal ettiği canlı hayvanlar, soframıza en ucuz haliyle 550 TL’ye geliyor.
Kurulan vurgun çarkıyla, aradaki büyük kâr et baronlarının cebine inerken vatandaş yine kasabın, marketin önünden geçemiyor. Karkas ette de durum vahim. Et simsarı belli büyük firmalar ESK’dan kilosu ortalama 250 TL’den topladıkları onlarca TIR eti, vatandaşa ucuz fiyatla satmak yerine, el altından et tüccarlarına dağıtıyor. İşini dürüstçe yapan firmalar durumdan hem şikâyetçi hem mağdur.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Et ve Süt Kurumu (ESK), ithal hayvan ve etleri hangi büyük firmalara verdiklerini sır gibi saklarken, Rekabet Kurumu da 1 yıl önce mercek altına aldığını duyurduğu 11 et firmasını hâlâ açıklamadı. İthal etleri paylaşan firmaların AKP’li siyasetçi ve eski bakanlarla ilişkileri konuşuluyor.
Çiftliklerdeki büyük vurgun ise şöyle işliyor:
Et ve canlı hayvan ithalatında tek yetkili kurum olan ESK, Uruguay ve Brezilya’dan canlı büyük baş hayvan ithal ediyor. Avrupa ve Balkanlardan da karkas et getiriyor. Büyükbaş hayvanlar devasa gemilere yüklendiği anda aslında Türkiye’deki alıcıları belirlenmiş oluyor. Gelen ithal etin ve canlı hayvanların ancak yüzde 5-10’luk kısmı küçük üreticiye satılıyor. Aslan payını 11 büyük firma alıyor.
Firmalara ithal hayvan satışında şöyle bir şart var: Şirketler, ancak çiftliğinin kapasitesine göre ESK’dan alım yapabiliyor. Örneğin bin hayvanlık bir çiftliği olan şirket ancak bunun yüzde 20’si oranında ithal besilik hayvan alabiliyor. Yani 200 adet alabilmesi gerekiyor. Kalan yüzde 80’inin yerli hayvan olması gerekiyor. Ancak böyle olmuyor. Çünkü büyük alıcılar, farklı isimlerle şirketler kuruyor ve bunlar üzerinden ayrı ayrı hayvan alıyor. Özetle şirketlerin çiftliklerinde yüzde 20 ithal, yüzde 80 yerli hayvan bulunması gerekirken, bu yöntemle oranlar tersine dönüyor. Bazı çiftliklerde ithal hayvan oranının yüzde 90’lara vardığı biliniyor.
Diğer yandan çok önemli sorularımız var. Bakanlık eğer büyük vurgunu ortaya çıkarmak istiyorsa şu soruların peşine düşmeli:
- Bu büyük et firmalarına hangi kamu bankalarından ucuz krediler sağlandı? Bu krediler için hangi siyasetçiler devreye girdi?
- Bursa merkezli büyük bir et firması hangi eski AKP’li Bakan ile ilişkili? Eski Bakan, et firmasının önünü açmak için nerelerde aracılık yaptı?
- Hep aynı et firmalarına ucuz ithal etleri sağlayan Et ve Süt Kurumu yöneticileri kimler?
- Vatandaş ucuz et yesin diye ithal etlerin dağıtıldığı PERDER üyesi marketler neden denetlenmiyor? Bu marketlere verilen etler uygun fiyattan vatandaşa mı satılıyor yoksa el altından topluca başka et simsarlarına mı gidiyor? Sektörden aldığımız bilgilere göre ucuz ithal etin sadece yüzde 10’u vatandaşa ulaşabiliyor. Kalan yüzde 90’ı arka kapıdan et simsarlarına satılıyor.
- Canlı hayvanlar kilosu 144 TL’ye (4 dolar), karkas et 250 TL’ye ithal edilirken, yediğimiz etin kilosu 550 TL’ye nasıl çıkıyor?
Ucuz ithal hayvanlar ve ithal etler üzerinden et baronları büyük vurgun yaparken, vatandaş yine pahalı ete mahkûm ediliyor. Et baronları hangi siyasetçiler tarafından korunuyor? Hangi eski AKP’li Bakan tarafından himaye ediliyor? Et ithalatı kimleri zengin ediyor? Savcıları harekete geçmeye çağırıyoruz!”